28 Mayıs 2015 Perşembe

Oturdugu pencere kenarinda dalip gitmisti dusuncelere. Hem hic aklina getirmek istemedigi hem de hic aklindan atamadigi, kendisiyle savasa tutustugu dusunceler, bir turlu birakmak bilmiyordu onu. "Simdi ne yapmali?" derken buluverdi kendisini, cayindan bir yudum daha aldi ve bir kez daha bu sefer ustune basa basa yineledi "Ne yap-ma-li sim-di?"

Evin caddeye bakan kosesine sanki yanlislikla konduruluvermis gibi duran bu pencere, pencerenin onundeki  boslugu doldurmaktan ote daha da bos gosteren  ihtiyar koltuk ve  koltugun hemen yaninda duran, koltuga gore cok buyuk ama ustundekilere gore cok kucuk kalmis sehpa ile bu kose, onun en cok kendisi oldugu yerdi. Eve girdikten kisa bir sure sonra istemsizce kendini orda buluyordu her seferinde. Aklinda tum sorular burda berraklasiveriyordu sanki, berrak sorular sorgulari getiriyordu her seferde.

Sehpaya takildi gozleri, not defterini aldi eline. Akli karismaya basladiginda unutmamak icin not aldigi yapilacaklar listesine goz atti. Cok eksik gorunmus olmali gozune, kaleme uzandi. Yazmaya hazirlanirken agzindan dokulen son cumle sanki agir cekimde odayi boylu boyuna asmis ve karsi duvardan usulca yansiyip oyalana oyalana ayni yolu geri katetmis gibi yeniden duydu soylediklerini. Ne yapmali simdi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder